20’li yaşlarımda bile değilken bacak ağrılarım olurdu. Ara ara vücut ağrısı, omuz ağrıları, omuzlarımda kasılma ve şişlik şikayetlerim oluyordu. Doktor doktor gezmemize rağmen hiçbir sebep bulunamadı. O zamanlar okul yıllarım olduğu için “stresten” ya da “psikolojik” denilerek geçiştirildi.
Yıllar ilerledikçe ağrılarım ve uykusuzluklarım arttı. Uyumama rağmen kendimi yorgun hissediyordum. El ve ayaklarımda uyuşma, güçsüzlük, migren tipi baş ağrıları şikayetlerime eklendi. Farklı doktorlara gittim fakat kan değerlerim normal, çekilen tomografiler ve filmler temizdi. Hayat dolu, enerji dolu ben gitmiş; yerini yorgun, uykusunu alamamış, unutkan, kelimeleri toparlamakta güçlük çeken ve mutsuz bir ben almıştı.
Psikolojik dediler ve antidepresan kullanmaya başladım ama kısa süre sonra o da etkisini yitirdi. Artık kanser olduğumu ve bunun teşhis edilemediğini düşündüğüm bir dönemde, sırt ağrım için gittiğim bir ortopedi uzmanı, benim ağrılarımın yanı sıra diğer şikayetlerimi de sıraladı. “Bunlar da var mı?” diye sordu ve evet, hepsi vardı. Tüm bu şikayetlerim için ayrı bölümlere başvuruyordum.
Beni dinleyen ortopedi doktoru, kendisinin de fibromiyalji hastası olduğunu ve benim de fibromiyalji olabileceğimi söyledi. Ardından fizik tedavi uzmanına yönlendirdi. 15 yıldan fazla bir süre sonra hastalığımın bir adı olmuştu.
Hastalığımı öğreneli 9 yıl oldu. Şu an 45 yaşındayım ve çok yol kat ettim. Beslenme, egzersiz, stres yönetimi, nefes egzersizleri ve fonksiyonel tıptan destek alarak çok daha kaliteli bir hayat sürebiliyorum.
